Gonca Tokyol
13 min readDec 7, 2021

--

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bütçe konuşması TBMM tutanaklarına nasıl yansıdı?

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu TBMM Genel Kurulu’nda konuşuyor, 6 Aralık 2021. (Fotoğraf: CHP)

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin görüşmelerine Pazartesi günü başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın bütçe sunumu ile açılışı yapılan ve 12 gün aralıksız şekilde sürecek görüşmelerin ilk gününe Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması damga vurdu.

Akşam saatlerinde konuşan Kılıçdaroğlu’nun, kurda yaşanan dalgalanma ve enflasyon konusundaki sözleri sırasında yaptığı el hareketi TBMM Genel Kurulu’nda gerginliğe sebep olurken; CHP liderinin yaklaşık 1 saat süren konuşması genel olarak erken seçim gündeminin güncelliğini yitirmediği Türkiye’de muhalefet açısından “umut verici” olarak nitelendirildi.

AKP’li milletvekillerinin yaptığı el hareketi nedeniyle özür dilemesini talep ettiği Kılıçdaroğlu’nun, 2017 senesinde TBMM Genel Kurulu’ndan @yelizadeley kullanıcı adıyla canlı yayın yapan ve yayını kendisinin yaptığının ortaya çıkmasının ardından hesabı kapatan AKP İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’nın sözünü kesmesi üzerine sarf ettiği “Arkadaşlar Yeliz konuşuyor” sözleri de Twitter’da kısa sürede gündem oldu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun konuşması ile araya giren milletvekillerinin sözlerinin öne çıkan kısımları, TBMM tutanaklarına da şu şekilde yansıdı..

***

“Sayıştay raporları değiştiriliyorsa yürütmenin korktuğu bir şey vardır”

KILIÇDAROĞLU — Bakın, değerli arkadaşlar, Sayıştay raporları, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan Sayıştay… Sayıştay raporları değiştiriliyorsa ve değişen Sayıştay raporları Türkiye Büyük Millet Meclisine geliyorsa o zaman yürütme organının korktuğu bir şey vardır, gerçeklerin görülmesini istemiyor. Burada görev kime düşüyor? Eğer Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına görev yapıyorsa o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının değiştirilen Sayıştay raporlarıyla ilgili süratle bilgi alması lazım ve Parlamentoyu bilgilendirmesi lazım.

Ben size bir örnek vereceğim: Rapor 100 küsur sayfalık bir rapor, Meclise gelen rapor 11 sayfa, aynı şey ama burada dünyanın yolsuzluğu var; burada hiçbir şey yok. Plan ve Bütçe Komisyonunda soruldu Bakana “Neden siz Sayıştaya istediği bilgileri vermediniz?” diye. “Biz bütün bilgileri verdik.” dedi Sayın Bakan. Onun üzerine Sayıştay söz istedi, Sayıştayın Plan ve Bütçe Komisyonundaki temsilcisi söz istedi ama söz vermediler. Niçin? Yazıyı gösterecekti, diyecekti ki: “Şu şu şu yazılarla biz bilgi istedik ama maalesef kurum bize bilgi vermedi.” Eğer kurum yani denetlenen kurum eğer Sayıştay denetçisine bilgi vermiyorsa, belge vermiyorsa, doküman vermiyorsa yürütme organı Türkiye Büyük Millet Meclisine hesap vermiyor demektir. (CHP sıralarından alkışlar) Şuradakilere sesleniyorum, şuradakilere seslen ve sizlere sesleniyorum. Sayıştaya müdahale eden kim?

***

“İmzasıyla bütçeyi Meclis’e gönderen kişi gelecek diyecek ki ‘Benim bütçem bu’ ve bütçesinin arkasında kapı gibi duracak”

KILIÇDAROĞLU — Beni üzen nokta nedir? Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne seçimle gelen birisinin, kendi imzasıyla bütçeyi Meclis’e gönderen birisinin gelip burada bütçeyi anlatmaması, yerine atadığı bir kişiyi görevlendirmesi… Bu, doğru değil. Bu, Parlamento’nun saygınlığına gölge düşürür. Eğer bu Anayasa’da bütçenin yapımıyla ilgili özel bir düzenleme yapılmışsa, Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçeler ayrıca görüşülüyorsa ve özel bir süreç içinde görüşülüyorsa o zaman bir kişi gelecek diyecek ki “Benim bütçem bu” ve bütçesinin arkasında kapı gibi duracak. (CHP sıralarından alkışlar) Durmuyor, göndermiş memurlarını buraya, efendim, siz bütçeyi anlatın. Allah aşkına, gelip anlattılar, ne anladınız siz? Pembe bir tablo, Türkiye’de hiçbir sorun yok, çünkü öyle talimat almışlar. “Neden sorumluluk bunlarda değil.” diyorum çünkü yangında bile “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla yangını söndürmeye başladık.” diye cümle kuruyorlar. Ya, yangın için talimat mı beklenir Allah aşkına? O nedenle, bunların hiçbir suçu günahı yok. Sayın Mehmet Uçum ne diyordu? “Tek kişilik Hükûmet.” diyordu. Tek kişilik Hükûmette bütçeyi gelip Parlamentoya sunacak olan o tek kişi, gelip burada sunmalı,

***

“Eğer bir bakan veya bakanlar milletvekillerinin sorularına cevap vermiyorlarsa, Meclis bizim için sıradan bir kurum demektir”

KILIÇDAROĞLU — Değerli arkadaşlarım, her bütçe görüşmesinde ifade ederim: Milletvekillerinin soruları var. Ya, zaten bir şey bırakmadınız Mecliste, bir şey bırakmadınız. Meclisin itibarı, itibarı, itibarı… Ne itibarı var Allah aşkına ya, ne itibarı var? Bir tek şey var: Soru soracaklar, yazılı soru. Bakın, 27'nci Dönem bitmeden 27.323 soruya bakanlar cevap vermiyor. Yani bunlar, bu beyefendiler cevap vermiyorlar, “Gerek yok.” diyorlar. Bu ne demektir? Her biriniz tek tek milletvekilisiniz. Eğer bir bakan veya bakanlar milletvekillerinin sorularına cevap vermiyorlarsa, kimse kusura bakmasın, Meclis bizim için sıradan bir kurum demektir bu. Sayın Başkana da söylüyorum, sizin sahip çıkmanız lazım.

KILIÇDAROĞLU — Değerli arkadaşlarım, başka bir şey daha… Eğer bunlar olmazsa yani dediklerimiz olmazsa, bu süreç böyle devam ederse bunun bilinen tek cümlesi vardır: Türkiye Büyük Millet Meclisi bir vesayet altındadır. Bir daha ifade edeyim: Milletvekilinin sorunlarına dahi cevap verilmezse, Sayıştayın raporlarına müdahale edilirse ve o raporlardaki bazı bilgiler çıkarılıp tozpembe raporlar bu Meclise gelirse ve bunları yürütme organı yaparsa o zaman o Parlamento yürütmenin vesayeti altındadır. Gerçek mi? Evet, gerçek. Bu Parlamentoya, Millî Kurtuluş Savaşı’nı veren Gazi Meclis diyoruz, hangi gaziliği kaldı Allah aşkına? Hangi gaziliği kaldı? Hangi yetkiniz var? Meclisi el kaldıran el indiren milletvekilleri grubuna döndürdüler. Bir kişi kalkıp cesaretle “Benim görüşüm şudur.” diyemiyor, dediği andan itibaren “Seni bir daha milletvekili listelerinde göstermeyeceğiz…” Ne demektir bu? “Milletvekilliğini de vesayet altına alıyorum.” demektir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Hiç meraklanmayın, ben gerçekleri söylüyorum, gerçekler acıdır, katlanacaksınız gerçeklere. (CHP sıralarından alkışlar) Siz kalkıp da bir konuda, herhangi bir konuda çıkıp da enflasyonu eleştirdiniz mi, Hükûmeti eleştirdiniz mi? Eleştiremezsiniz, cesaretiniz yoktur sizin. Kimse kusura bakmasın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

***

“Bir kişi ‘Her şeyi ben bilirim’ diyorsa dünyanın en cahil adamıdır”

KILIÇDAROĞLU — Bakın, değerli arkadaşlar, bir sorunu samimi olarak çözmek istiyorsanız önce sorunun muhataplarıyla oturup konuşmanız lazım “Ya, arkadaş, senin derdin nedir?” diye soru sormanız lazım. Bunun yolu nedir, yöntemi nedir? Anayasa’da yazıyor, Ekonomik ve Sosyal Konsey. Toplandı mı? Toplanmadı.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, Ekonomik ve Sosyal Konsey toplansaydı ne olurdu? Öyle ya, bu da bir soru: Toplasak ne olur, toplamasak ne olur? En azından çiftçinin temsilcisinden çiftçinin derdini, esnafın temsilcisinden esnafın derdi, sanayicinin derdini, işçinin derdini, emeklinin derdini; hangi dertlerle karşılaştılar, en azından bunları öğrenirdin; artı, bakanları da karşına dizerdin, Sosyal Konseyin karşısına bakanlarını da dizerdin, “Beyler dinleyin, bakın, çiftçinin derdi var, emeklinin derdi var, işçinin derdi var, sendikalar var, kuruluşlar var, işverenler var; dinleyin bunları. Oturup istişare yapalım ve Türkiye’nin içinde bulunduğu bu sorunu birlikte çözelim.” derdin. Ya, dilimizde tüy bitti. Yok. “Her şeyi ben bilirim.” Ya, arkadaş, tamam, güzel de kimse kusura bakmasın ama bir kişi “Her şeyi ben bilirim.” diyorsa dünyanın en cahil adamıdır, Türkçesi budur. (CHP sıralarından alkışlar)

***

“Saray güllük gülistanlık, hiçbir şey yok; Allah bilir, efulileri içip keyiflerine bakıyorlar”

KILIÇDAROĞLU — Bakın, değerli arkadaşlar, diyorlar ya “Doğrudan gelir desteğini arttırdık.” diye. Ziraat odalarından, ziraattan, çiftçilerden gelen bilgi: 2016 yılında bir düzenleme yaptılar “Beş dönüme kadar olan küçük aile işletmelerine dönüm başına 100 lira doğrudan gelir desteği vereceğiz.” dediler. 2016, hangi yıldayız? 2021. 5 dönüm için verdikleri doğrudan gelir desteği kaç lira? Hâlâ 100 lira, hâlâ. Bana gelmişler bütçeyi anlatıyorlar. Ya, ben çiftçiyi dinliyorum arkadaş, esnafı dinliyorum, sanayiciyi dinliyorum, turizmciyi dinliyorum. Siz kimi dinliyorsunuz? Siz birbirinizi dinliyorsunuz -saray için söylüyorum- birbirinizi dinliyorsunuz. Güllük gülistanlık orada, hiçbir şey yok. Allah bilir, efulileri içip keyiflerine bakıyorlar. Böyle bir düzen olmaz. (CHP sıralarından alkışlar)

***

“128 milyar MB’nin tarihinde olmamış” diyen milletvekiline: “Dünyadan bu kadar habersiz ve sizin sıralarınızda milletvekili olarak oturuyor. Bundan ne beklenir Allah aşkına!”

KILIÇDAROĞLU — Değerli arkadaşlarım, Merkez Bankasını o hâle getirdiler ki 128 milyar dolar buharlaştı, 128 milyar dolar. Allah aşkına ya, dövizi satma konusunda yetkili olan banka Merkez Bankası. Alıyorsunuz 128 milyar doları, bir protokol yapıyorsunuz; bu beyler yapıyorlar, bir protokol yapıyorlar, damada teslim ediyorlar. Nereye gitti 128 milyar dolar? Damat ile kayınpeder ne yaptılar 128 milyar doları? (CHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) — İlhan Kesici’ye sor, İlhan Kesici’ye.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sormak benim de görevim, sizin de göreviniz. 6–6,5 liradan sattılar, şimdi oldu 14 lira. Kime sattılar biliyor musunuz? Bilemezsiniz, söylemezler.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) — İlhan Kesici’ye sorun, İlhan Kesici’ye. İlhan Kesici’ye sorun, size açıklar.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Bilemezsiniz, sizin sormanız lazım değerli arkadaşlarım, sormanız lazım. Nereye gitti, kime sattın 128 milyar doları arka kapıdan?

NİLGÜN ÖK (Denizli) — Tarihinde 128 milyar dolar olmamış zaten.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Bakın, birisi de ne diyor? “Tarihte 128 milyar dolar hiç olmadı.” diyor. Dünyadan bu kadar habersiz. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

NİLGÜN ÖK (Denizli) — Hayır…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Dünyadan bu kadar habersiz ve sizin sıralarınızda milletvekili olarak oturuyor. Bundan ne beklenir Allah aşkına! Vatandaşın hakkından, hukukundan bu mu sorumlu olacak? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Güven; güven, güven, güven.

Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı olduğu dönemde döviz kurundaki yükselişi durdurmak iddiasıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın rezervlerindeki 128 milyar doların satılması, iktidar ile muhalefeti sık sık karşıya getirmişti.

***

“Kredi açıyorsunuz değil mi, vatandaş gidiyor krediyi alıyor, doğru gidip dolarını alıp bankaya yatırıyor, hiç çünkü önünü görmüyor”

KILIÇDAROĞLU — Şu soruyu sordunuz mu acaba kendinize, şu soruyu sordunuz mu Allah aşkına kendinize, şu soruyu sordunuz mu: “Ya arkadaş, ben kendi vatandaşımdan niye dolarla borçlanıyorum? Ben kendi vatandaşımdan niye avroyla borçlanıyorum? Ben kendi vatandaşımdan niye altınla borçlanıyorum? Ya, bu memleketin Türk lirası yok mu? Ya, hani, siz millîydiniz. Nasıl millî? Bunlar millî değil. Bir daha söylüyorum: Bunların hiçbiri millî değil, oturan bakanların da hiçbirisi millî değil. (CHP sıralarından alkışlar) Kendi parasına değil de yabancı paraya güvenen birisi. Kendi parası için değer kazansın diye mücadele etmeyip de Türk lirasını pul hâline getiren birisi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SALİH CORA (Trabzon) — Biden’den medet uman…

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) — Memleketini yabancılara şikâyet eden…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Efendim, “Bunun kitabını yazdık.” diyor, kitabını yazmışlar; evet, kitabını yazdılar. Türk lirası nasıl pul edilir; kitap o. Evet, Türk lirası nasıl pul hâline dönüşür. (CHP sıralarından alkışlar)

Başka bir şey daha, sadece söylediğim kişiler, vatandaşın da güveni yok. Bankalardaki tasarruf mevduatının kaçı dolar, bilen var mı? Yüzde 63. Ne demektir bu ya, bana söyler misiniz ya, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kendi ülkesine, Türkiye Cumhuriyeti devletinde vatandaş güvenmiyor. Topladığı parayı dolar olarak, avro olarak bankalarda tutuyor, mevduatın yüzde 63'ü. Kaçınızın haberi var?

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) — Hepsi değişecek.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Kaçınızın haberi var? Değişecekmiş öyle diyor. Daha da artacak göreceksiniz, daha da artacak. Kredi açıyorsunuz değil mi, gidiyor krediyi alıyor, doğru gidip dolarını alıp bankaya yatırıyor, hiç çünkü önünü görmüyor. Ne olacak, nereye gidecek dolar; bunu görmüyor.

***

“Bütçe mi kaldı ortada Allah aşkına ya? ‘Bütçe’ diyorsun, imzalanıp Meclis’e geldiği günden itibaren bütün rakamları değişti, bütün rakamları”

KILIÇDAROĞLU — Erdoğan diyor ki: “Ben hiçbir zaman faizci olmadım, hiçbir zaman faizci olmadım.” Ya, şunu rahatlıkla söyleyebilirim, bütün faizcilerin, bütün tefecilerin tek umudu Erdoğan’dır. (CHP sıralarından alkışlar)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Yapma ya!

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Bir daha söylüyorum: Bütün faizcilerin, güvencesi de umudu da Erdoğan’dır. İnanmıyorsunuz değil mi buna? Peki, ispat edeceğim, ispat edeceğim.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Aday mısın?

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Bu yıl 180 milyar lira olan faiz ödemesi bu bütçede kaç lira oluyor?

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) — Faizleri indir…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Siz el kaldıracaksınız, onaylayacaksınız; 240 milyar lira oluyor. Hani siz faize karşıydınız? 180 milyar, 240 milyar; nasıl oluyor bu? Ya, hiç sormuyor musunuz? Ya, arkadaş, sen “Faiz inecek.” diyorsun, bütçeyi getiriyorsun; 180 milyar liralık faiz 240 milyara çıkıyor, 240 milyar 400 milyona çıkıyor.

SALİH CORA (Trabzon) — Bütçeye oranı ne? Bütçeye oranı nedir?

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) — Cevap vermesene… Terbiyesiz adam!

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Ya, bırak bütçeye oranını, ben sana rakamı söylüyorum. Bütçeye oranına da bak, bütçe mi kaldı ortada Allah aşkına ya? “Bütçe” diyorsun, bu bütçe imzalanıp Meclise geldiği günden itibaren bütün rakamları değişti, bütün rakamları. Dolar kuru kaç liraydı? Enflasyon yüzde kaçtı? Orta Vadeli Plan’da neydi biliyor musunuz, bilmezsiniz. Bu kardeşiniz hepsini bilir, hepsini bilir. (CHP sıralarından alkışlar) Yine söyleyeyim: AK PARTİ döneminde yani iktidar olduğu dönemde Londra’daki bir grup tefeciye…

METİN YAVUZ (Aydın) — Aday olacak mısınız? Aday olun bence.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Benim adaylığım niye seni bu kadar ilgilendiriyor, ha? Gel, gel, gel, geliyor gelmekte olan unutma! Geliyor gelmekte olan unutma sen! (CHP sıralarından alkışlar) 193 milyar dolar, bir daha söyleyeyim, not alın, 193 milyar dolar Londra’daki tefecilere faiz ödediler. Neden diyorum tefecilerin Erdoğan en büyük umutlarıdır, en büyük güvenceleridir? Bana söyler misiniz Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 193 milyar dolar Londra’daki tefecilere faiz ödeyen başka bir iktidar var mı? (CHP sıralarından alkışlar)

***

“İçişleri Bakanı, İBB’nin ortaya çıkardığı 25'e yakın yolsuzluk dosyasına el koydu, araştırmayın, ben araştıracağım, dedi; Parlamentoya saygılıysan, gidip diyeceksin ki ne oldu bu dosyalara?”

KILIÇDAROĞLU — Belediyeleri öğrenmek istiyorsan git, İçişleri Bakanının el koyduğu, 30'a yakın yolsuzluk dosyasını aç oku. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Bir daha söyleyeyim: Senin İçişleri Bakanın, Büyükşehirin ortaya çıkardığı 25'e yakın yolsuzluk dosyasına el koydu, araştırmayın, ben araştıracağım, dedi. Vicdan varsa, ahlak varsa, bu Parlamentoya saygılıysan, gidip diyeceksin ki ne oldu bu dosyalara arkadaş? Ne oldu bu dosyalara? (CHP sıralarından alkışlar) Diyemezsin, diyemezsin. Parlamentonun da kirlilikten arınması lazım. Siyasi ahlak kanunu gelecek, herkes oturacak, doğru iş yapacak; bu işin kuralı budur. Efendim, ihaleyi alanlar, söyledik dolarla. Garanti verdiniz o da dolarla. Ya benim torunumu, sizin torununuzu niye borçlandırıyorlar?

“İshal sorunu var galiba?”

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) — İstanbul Belediyesi borçlandı…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Vergi veriyorsun, tamam, eyvallah. Vergiyle yap, eyvallah, itirazımız yok. Ya beni borçlandırıyorsun, torunları da borçlandırıyorsun. Üstelik dolar bazında borçlandırıyorsun. Ya bunun ahlakla -laf aramızda- bunun milliyetçilikle ne ilgisi var, milliyetçilikle ne ilgisi var. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bakın, neden söyledim? Bu bütçe fakirden fukaradan alıp, garibanlardan alıp, bir avuç zengine, bir avuç tefeciye, bir avuç dolar baronuna para aktaran bütçedir dedim. Kanıt mı? İşte kanıtı bu, daha neyi anlatayım ben size?

Başka bir şey daha: Bakınız…

İshal sorunu var galiba öyle mi, ishal sorunu var galiba? (CHP sıralarından gülüşmeler)

***

Kılıçdaroğlu’ndan tepki çeken hareket: “Bu ne biçim hareket var ya, bayanlar var burada!”

KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Cumhuriyet tarihinin fakir fukara, garip gurebasından alınan paraların bir avuç tefeciye, bir avuç dolar baronuna gitmesi demektir. Bunların yatacak yeri yoktur, bir daha söylüyorum, bunların yatacak yeri yoktur. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri alkışlar) Ha, sizin sorumluluğunuz el kaldırmaktır.

Bakın, değerli arkadaşlar, dolarla ihaleyi anladık, dolarla gelir garantisini de anladık. Bir şey daha yaptılar, belki onu hiç bilmiyorsunuzdur çünkü araştırmıyorsunuz, göreviniz el kaldırmak ve indirmek. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) — Sizinkiler ne yapıyor? Onlar ne yaptı?

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Bakın, aynı zamanda ne yaptılar biliyor musunuz, ne yaptılar biliyor musunuz aynı zamanda? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Dolarla borçlandılarsa Amerika’daki enflasyon, avroyla borçlandılarsa Avrupa Birliğindeki enflasyonu da sırtımıza yıkıyorlar. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SALİH CORA (Trabzon) — Bu ne biçim bir hareket ya! Şu hareket nedir ya?

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Çok ayıp!

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Evet, evet, dolarla borçlandıysanız Amerika’daki enflasyon, avroyla borçlandıysanız Avrupa Birliğindeki enflasyonu sırtımıza yıkıyorlar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) — Bayanlar burada.

SALİH CORA (Trabzon) — Bayanlar var burada, bayanlar.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Bayanlar var.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Şimdi size bir soru… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Temiz bir dil kullanın.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Şimdi size bir soru…

SALİH CORA (Trabzon) — Başkanım…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Tamam.

SALİH CORA (Trabzon) — …Başkanım, böyle yaptı. Burada bayanlar var, özür dilesin.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Başkanım, özür dilesin.

***

Meclis Başkanı Şentop’tan tepki: “Siz konuşun o zaman ben gideyim”

SALİH CORA (Trabzon) — Sayın Başkan…

BAŞKAN — Bir dakika sessiz olur musunuz? Bir dakika!

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Ayıp ya! Böyle bir konuşma olabilir mi?

BAŞKAN — Ee, siz konuşun o zaman, ben gideyim. Lütfen, bir dakika…

SALİH CORA (Trabzon) — CHP Genel Başkanına bu lisan yakışmıyor. CHP Genel Başkanının böyle hareketlerle…

BAŞKAN — Arkadaşlar ben buradan bir şey göremiyorum. Fakat İç Tüzük’e göre…

SALİH CORA (Trabzon) — Böyle konuşması doğru değil, özür dileyin. Lütfen özür dileyin yani, bu doğru değil.

NİLGÜN ÖK (Denizli) — Yaptığınız hareketten dolayı özür dileyin!

BAŞKAN — Nezih bir dille konuşulması öngörülüyor İç Tüzük’te.

NİLGÜN ÖK (Denizli) — Kadınlardan özür dileyin!

SALİH CORA (Trabzon) — “Yanlışlıkla yaptım.” deyin.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Ayıp ya! Böyle bir şey olabilir mi ya? Çok ayıp, çok!

BAŞKAN — Ben hatipleri buna davet ediyorum.

FATİH ŞAHİN (Ankara) — Görüntüleri izleyin! Ara verin, görüntüleri izleyin!

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Teşekkür ederim Sayın Başkan.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Ayıp! Ayıp! Ayıp!

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Bu doların yükselmesi kime yarıyor? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Ayıp! Ayıp!

NİLGÜN ÖK (Denizli) — Yaptığınız hareket iğrenç bir hareket.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Yaradıkları birisi daha var, bir grup daha var; dolarla rüşvet alanlar, 10 bin dolar rüşvet alanlar onlar da. İki…

FATİH ŞAHİN (Ankara) — Sayın Başkan, böyle devam edemeyiz.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Rüşvet aldığı, yolsuzluk yaptığı kanıtlanan kişiler büyükelçi olarak atandı. Şunlara soruyorum, siz de sorun, rüşvet alandan büyükelçi olur mu? Haksızlık yapanlardan, rüşvet alanlardan büyükelçi olur mu?

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Ayıp ayıp!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) — Genel Başkan konuşuyor…

(Manisa Milletvekili Özgür Özel’in AK PARTİ sıralarına doğru yürümesi)

FATİH ŞAHİN (Ankara) — Nereye geliyorsun?

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Arkadaşlar durun, bir şey olmaz, bir şey olmaz arkadaşlar. Rahatsız oldular biliyoruz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) — Başkanım özür dileyecek.

***

AKP’li Özalan 12 kez “Aday mısın” diye sordu: “Patlama!”

KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Biz bu bütçeye “hayır” diyeceğiz, bu bütçeye “hayır” diyeceğiz. Kumpas bütçesine, bu millete 83 milyona kumpas kuran bu bütçeye “hayır” diyeceğiz çünkü bu bütçe fakirden fukaradan, garipten gurabadan parayı toplayıp bir avuç tefeciye, Londra’daki tefecilere, dolar baronlarına ve uyuşturucu baronlarına hizmet eden bir bütçedir, asla kabul etmiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

SALİH CORA (Trabzon) — Ya sen her şeye “hayır” diyorsun ya, tezkereye de “hayır” diyorsun…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Bakın, bir şey daha söyleyeyim size…

SALİH CORA (Trabzon) — Tezkereye de “hayır” diyorsun.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Tezkereyi de konuşuruz, tezkereyi de konuşuruz. Yahu senin Genel Başkanın 33 askerimiz şehit olduğu zaman hesabını sordu mu? Soramaz. (CHP sıralarından alkışlar) Nereye gitti? Putin’in kapısına gitti, yalvardı yakardı Putin’e.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) — Milletten özür dileyeceksin.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Yahu, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı kapının önünde bekletiliyor, kronometre çalışıyor, kaç dakika beklettiklerini gösteriyor, bütün dünya seyrediyor. Yahu, sizin vicdanınız sızlamadı mı ya? Ya, ben rahatsız oldum ya. Siz rahatsız olmadınız mı? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) — Bu uygunsuz hareket için milletten özür dileyeceksin.

NİLGÜN ÖK (Denizli) — Yaptığınız hareketten rahatsız…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Bu bütçeye “hayır” diyeceğiz ve Allah’ın izniyle bunları göndereceğiz. (CHP sıralarından ayakta alkışlar) Beraber göndereceğiz, esnafla beraber, çiftçiyle beraber, emekliyle beraber, sanayiciyle beraber, kadınıyla, kızıyla, yaşlısıyla, genciyle, garip gurebasıyla göndereceğiz bunları, göreceksiniz.

FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) — Aday mısın?

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Sandığı getirmiyorlar, getiremezler efendim, getiremezler.

FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) — Aday mısın?

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Patlama, patlama!

FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) — Aday mısın?

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Patlama!

Bir şey daha söyleyeyim: Bakın, gideceklerini bunlar da çok iyi biliyor.

FATİH ŞAHİN (Ankara) — Eline koluna dikkat et!

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Niye bağırıyorsunuz? Niye bağırıyorsunuz? Söylediklerimde yanlış mı var? Yok, hepsi doğru, hepsi doğru.

***

CHP sıralarından “Yeliz, Yeliz, Yeliz” sesleri

KILIÇDAROĞLU — Bakın değerli arkadaşlar, yargıyı da berbat ettiniz, bunlar ettiler. Ya, evinize gidin, vallahi billahi ya, üniversiteye giden oğlunuza bir sorun ya. Kişiyi alıyorsunuz, getiriyorsunuz -efendim- diyorsunuz ki…

NİLGÜN ÖK (Denizli) — Yaptığınız hareketin…

SALİH CORA (Trabzon) — Devam et, devam et.

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) — Yolda kalan öğrenciler…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Arkadaşlar, “Yeliz” konuşuyor. (CHP sıralarından gülüşmeler, alkışlar)

Alıp getiriyorsunuz kişiyi, arkasından diyorsunuz ki bu kişiye “Sen mademki verdiğim bütün talimatları yerine getirdin, seni önce Yargıtay üyesi yapacağım, sonra Anayasa mahkemesine üye yapacağım.” Bir tek Yargıtay kararının altında bile, bir tek Yargıtay kararının altında bile imzası olmayan birisi jest hızıyla Anayasa Mahkemesine üye oluyor.

KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Bu bütçenin size vereceği bir şey yok. Bu bütçe kabul edilsin göreceksiniz, ne olacağını göreceksiniz.

FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) — Demirtaş izin vermeden aday olamazsın!

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) — Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.

Arkadaşlar konuşmaya devam edebilirler. (CHP sıralarından ayakta alkışlar, İYİ Parti sıralarından alkışlar)

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) — Sayın Başkan

(CHP sıralarından “Yeliz… Yeliz… Yeliz…” sesleri)

--

--

Gonca Tokyol

Freelance journalist, former senior editor and reporter at T24. Covered a wide range of issues - from terrorist attacks to protests, elections, refugee crisis.