Anne-kız darp sonrası karakola gitti, “Bayram sonrasına kadar bir şey yapamayız, kendinize saklanacak bir yer bulun” cevabını aldı
Hatay’ın Dörtyol ilçesinde yaşayan Güllü Bengi, babası Hüseyin Bengi’nin kendisi ve annesi Hatice Bengi’yi darp etmesi üzerine arefe günü gittikleri jandarma karakolunda “Bayramda bir şey yapamayız, kendinize sığınacak, güvende olacağınız bir yer bulun” cevabını aldıklarını söyledi.
Dörtyol Jandarma Komutanlığı telefonlara cevap vermezken; 18 yaşındaki Bengi babasının hâlâ kendilerini telefonla tehdit ettiğini belirterek, “Canımızdan korktuğumuzu söylediğimizde bize, ‘Yok artık, hangi devirde yaşıyoruz, kim kimi öldürebilir ki’ dediler. Sosyal medya üzerinden ulaşabildiğim herkesten yardım istiyorum. Ölmekten, annemin öldürülmesinden korkuyorum” dedi.
Güllü Bengi’nin anlatımıyla olay, 29 Temmuz günü yaşandı. Kendisi ve annesinin yaklaşık bir ay önce halaları tarafından darp edildiğini ve o gün de annesiyle babası arasında bu konuya dair bir tartışma yaşandığını söyleyen Bengi, yaşananları şöyle anlattı:
“Evin önünde çay içiyorum arkadaşımla. Annemle babam eve geldiler, babam pencereleri kapattı, perdeleri çekti. Klimayı açtı sandım, annemi dövüyormuş meğer. Annemin üzerine çıkmış, sesi çıkmasın diye ağzını kapamış. Bayılana kadar sesini duymadım annemin. En son bir çığlık sesi duyup fırladım, kapıyı çaldım, babam açtı, annem arkada yerde yatıyordu. Annemi öyle görünce öldüğünü düşündüm, öldü sandım.
“Ben bağırınca sesim çıkmasın diye babam bana da tekme attı. Kafam duvara çarptı, bayılmışım. Ayıldığımda elinde bıçakla başımızda duruyordu. Bütün gece bana ‘Annene bakmayacaksın, onunla ilgilenmeyeceksin’ diye bağırdı. Yalvardım öldü mü bir bakayım diye ama hiçbir şekilde izin vermedi, sabaha kadar evin içinde dolandı bıçakla ‘öldüreceğim sizi’ dedi, kimse de gelmedi yardıma.”
Gece boyu babasını sakinleştirmeye çalıştığını, bu sırada da annesinin baygın bir şekilde yattığını söyleyen Bengi, “Sinirlendiğin için dövdün, diye huyuna gitmeye çalıştım çünkü gözü dönmüştü, delirmişti. Sabaha kadar başımızda durdu. Annem 4 buçuğa kadar baygındı, o ayıldıktan sonra babam, ‘Ben bayram için annemin yanına Antakya’ya gideceğim, kimseye şikayet etmeyin, denetimli serbestliğim var, yanarsa hem sizi hem kardeşini öldürüm’ dedi” ifadesini kullandı.
Yaşananların ardından Hatay Dörtyol Devlet Hastanesi’ne giderek darp raporunu aldıklarını ve İstanbul’da yaşayan abisinin 30 Temmuz günü Hatay’a gelmesinin ardından Dörtyol Jandarma Karakolu’na giderek şikayette bulunduklarını kaydeden Bengi, şöyle devam etti:
“Babam 10 yıl önce de annemi son hızla giden arabadan aşağı atmıştı, o yüzden aldığı bir ceza var, cezaevinde de kaldı. Şu anda denetimi var aslında, bunları da söyledik karakolda. Darp raporunu verdik, her şeyi anlattık, ifademizi verdik, ‘şikayetçi misiniz, 6284 sayılı yasadan yararlanmak istiyor musunuz’ dediler. Evet dedik hepsine. Bize bayramdan sonra savcıya gideceğini, savcının karar vereceğini ve mahkeme sürecinde bize koruma sağlanacağını söylediler.
“Bayram nedeniyle bir şey yapamayacaklarını söylediler. ‘Üç gün boyunca işleme sokamayacağız şikayetinizi, siz 3 gün boyunca sığınabileceğiniz, güvende olabileceğiniz bir yer bulun’ oldu cevapları. Biz oraya gittiğimizde, yüzümüze bakıp ‘Size bunu nasıl yapabilirler’ dediler ama bir şey yapmadılar, babam hâlâ aramaya, mesaj atmaya devam ediyor.”
Jandarma karakolundakilere, “Tamam biz gidelim ama babam bizi öldürdüğünde ne olacak” diye sorduklarında, “Hangi devirde yaşıyoruz, yok artık, kim kimi öldürebilir bu devirde” cevabını aldıklarını söyleyen Bengi, an itibariyle teyzeleri ve anneannelerinin evinde kaldıklarını belirterek şunu sordu:
“Sesimi sosyal medyadan duyurmaya çalışıyorum, çünkü ölmekten korkuyorum. Karakola gittiğimde bana sahip çıksınlar, korusunlar isterdim. Ya benim güvenilir bir yerim olmasaydı?”
Konuyla bilgi almak için ulaşmaya çalıştığım Dörtyol Jandarma Komutanlığı telefonlara çıkmazken, Kurban Bayramı tatili nedeniyle Hatay Barosu’na da ulaşmak mümkün olmadı. Hatay Büyükşehir Belediyesi ise konudan aramam üzerine haberdar olduklarını belirterek yaşananların takipçisi olacaklarını kaydetti.
Jandarmanın anne-kızı savcılığa verdiği cevapla ilgili hukuki görüşüne başvurduğum Avukat Hazal Halat ise nöbetçi savcılıkların resmi tatillerde de görev başında olduğunu belirterek yapılması gerekenin durumu onlara aktarmak olduğunu kaydetti. “Mesai saatleri dışında, hafta sonu ve resmi tatil günlerinde meydana gelen adli olaylar ile adli işlere bakmak üzere; her adliyede yeteri kadar savcı ve nöbetçi hakimlik, mahkeme olması lazım” diyen Halat, ancak bazı yerlerde savcıların ‘ölümlü olaylar’ dışında görevlerini yapmadığı durumlar olduğunu, kolluk kuvvetlerinin de bu sebepten şikayetleri iletmeyi beklettiğini ifade etti.
Hâkimler ile savcıların nöbetçilik sistemi, HAKİMLER VE SAVCILAR KANUNU’nun 54. Maddesi’nde de şöyle düzenleniyor:
“Hâkim ve savcılar, haftalık çalışma süresi ve günlük çalışma saatleri yönünden Devlet Memurları Kanunundaki hükümlere tâbidirler. Ancak, hizmetin gerekleri ile görevin özelliklerinden doğan hâllerde mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde nöbet tutarlar.”
Bir süredir “Türk aile yapısına zarar verdiği” gerekçesiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin tartışıldığı Türkiye’de son bir haftada en az 6 kadın öldürüldü.
-Bartın’da yaşayan 31 yaşındaki Gönül Gökçe, 25 Temmuz günü evinin bahçesinde kayınpederi Mustafa Gökçe tarafından tüfekle vuruldu. Mustafa Gökçe, ifadesinde bahçeye girdiğini düşündüğünü tilkiyi vurmak amacıyla ateş ettiğini söyledi.
-Mersin’in Anamur ilçesinde yaşayan 29 yaşındaki Sümeyye Ateş ve 51 yaşındaki Şule Bilgin, 27 Temmuz’da İsmet Ateş tarafından öldürüldü. Sümeyye Ateş ile İsmet Ateş’in boşanma aşamasında olduğu, anne-kızın eşyalarını almak için ayrılmak istediği eşinin evine gittiği kaydedildi.
-29 yaşındaki Süheyla Yılmaz, eski eşi Burak K. tarafından 30 Temmuz’da ailesiyle birlikte Niğde’de yaşadığı evde bıçaklanarak öldürüldü. Yılmaz’ın anne ve babasını da ağır yaralayan Burak K., 5 yaşındaki kızını da yanına alarak firar etti.
-İstanbul’un Büyükçekmece ilçesinde yaşayan 33 yaşındaki Derya Aslan, 30 Temmuz günü 2 ay önce boşanma davası açtığı 15 yıllık eşi Sami Aslan tarafından başından vurularak öldürüldü.
-Ankara’nın Keçiören ilçesinde yaşayan 20 yaşındaki Emine Yanıkoğlu, 30 Temmuz’da eşi tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürüldü.